Image

Etkinlik Takvimi

2 haftalık Datça burnu, Palamutbuku, Knidos, Selimiye, Hisaronu Körfezi

Cumartesi 16 Nisan 2022 - Cuma 29 Nisan 2022
2 weeks sailing :
: Datca - Cairos Marina - Seas the Moment :
: Wesley Bondarenko

Sizi eşsiz ve doğal güzelliğini keşfetmeniz, bozulmamış plajlarında yüzmeniz, harika küçük köylerinde dolaşmanız,korunmuş tarihini yaşamanız için Datça burnu turuna davet ediyoruz. Özellikle yeni başlayanlar için en uygun rota olan Datça burnu turundaa tatili ve yelken yapmanın zevkini bir arada yaşayın. Bu turda hem eğlenecek, hem yelken yapmanın o sonsuz zevkini tadacak, hem unutulmaz anlar kaydedecek. Düzinelerce koylar, yüzlerce kıçtan kara yapılabilecek lokasyonu ile bu bölge bize eşsiz bir atmosfer sunuyor. Açık denizlere kapalı olmasından dolayı büyük dalgası olmaması ve devamlı rüzgar esmesi nedeniyle yelken eğitimi için en ideal lokasyonlardandır.   Tour plan ROUTE 15

SÖĞÜT/ ÇİFTLİK :   Küçük bir koy olmakla birlikte tertemiz bir denize sahiptir.Burada harika deniz ürünleri olan retaurant’ın iskelesine bağlanırız ve doğanın, denizin tadını çıkartmaya başlarız.Akşam hep birlikte yemeğimizi yer ve unutulmaz sohbetlerle geceye devam ederiz. Burada su,elektrik ve wifi ile ilgili hiçbir sıkıntı olmamakla birlikte modern duş ve tuvaletlere sahiptir..
PALAMUTBÜKÜ: Palamutbükü köyü belirli tipte meşeler, lezzetli badem ve zeytin ağaçları ile popülerdir. Köy uzun kum plajı ve lezzetli balık restuarantları, zeytin ağaçları ve kalın çam ormanlarıyla adeta süslenmiştir. ıplak tepelerin yumuşak bir eğimle denize kavuştuğu, upuzun bir kumsal oluşturduğu, kumsal boyunca ağaçlıklar içinde köy evlerinin, küçük pansiyon ve yazlık evlerin sıralandığı, limanında balıkçı tekneleriyle birlikte yatların demirlediği bir güzel büktür Palamutbükü. Pırıl pırıl parlayan plajları, koyları , yeşilin bir çok tonunu göreceğiniz zeytin, badem ve çam ağaçları ile bir doğa harikası.Burası antik çağda , limanı ve verimli arazileri ile knidos 'un önemli bir yeri idi
KNIDOS:  Datça’ya 33 km uzaklıkta bulunan Knidos, yarımadanın en uç noktasında, Akdeniz ve Ege'nin birleştiği Tekir Burnu'nda konumlanmış, antik dünyanın en önemli metropollerinden biridir. Kent doğusunda ve batısında yer alan iki limanıyla mavi yolculuklara kucak açar. Knidos, ticari nedenlerle,MÖ 4. yüzyılda yarımadanın uç noktasına, bugünkü görkemli kalıntıların izlendiği yere taşınmış. Kuruluşu MÖ 13. yüzyıllara uzanan kent MÖ 4. yüzyıldan itibaren sanat, kültür, sağlık ve dini merkez olarak ünlenmiştir. İç ve dış limanı ikiye ayıran yarımada üzerinde topluma hizmet veren binalar kurulmuş. Doğu batı yönünde uzanan 10 metre genişliğindeki 4 ana cadde setler üzerinde düz olarak yerleşmiş, caddeler arasındaki bağlantı ise merdivenlerle ve eğimli dik sokaklarla sağlanmış. Şehir 4 km'yi bulan surlarla çepeçevre sarılmış. Askeri liman ile Akropol arasında ve güneydeki ticari limana kadar geniş bir alanı kaplıyor.
HAYITBUKU: Hayıtbükü yeşille mavinin coşkuyla kucaklaştığı Mesudiye Köyünün üç güzel koyundan biri, Datça merkeze 19 km uzaklıkta. Yarımadanın Akdeniz tarafında daire şeklinde küçük bir koy. Rrüzgarlara kapalı, çanak şeklinde etrafı dağlarla çevrili, çok değişik bir havası var. En sıcak zamanda bile kilima serinliğini andıran bir iklimi oluyor. Koyda lokantalar, çay bahçeleri, konaklama tesisleri bulunuyor. Tesislerde, lokantalarda, Mesudiye ovasında yetişen ürünler kullanılıyor. Yıl boyunca doğa yürüyüşleri, balık tutma, yoga gibi aktiviteler de oluyor. Hayıtbükü’nün doğu tarafında 300 m mesafede Kızılbük, batı tarafında 1 km mesafede Ovabükü koyları var.
DATÇA: Tanrılar sevdiği kullarını Datça ya gönderir demiş bir Yunanlı bir filozof. Öyle yeşil, öyle doğal ve cömertki, güneşe, doğaya ve yaşadığınız her ana daha fazla şükranla doluyorsunuz. Yeşilin ve mavinin her tonu ile bezenmiş Datça da denize dökülen fıstık çamları, bademler, okaliptüsler, harnuplar, zeytinler, meşe, mersin ağaçları, dutlar, incirler, bağlar, turunçgiller, bahçeler, çeşit çeşit şifalı bitkiler, otlar ve baharatlar ile sarıp sarmalanıyorsunuz. İster deniz kenarında olun, ister orman içlerinde doğa yürüyüşlerinde, doğanın cömertliğinin yansıması kokulara, renklere, seslere ve manzaralara doyamıyor insan.
SÖĞÜT/ ÇİFTLİK :   Küçük bir koy olmakla birlikte tertemiz bir denize sahiptir.Burada harika deniz ürünleri olan restaurant’ın iskelesine bağlanırız ve doğanın, denizin tadını çıkartmaya başlarız.Akşam hep birlikte yemeğimizi yer ve unutulmaz sohbetlerle geceye devam ederiz. Burada su,elektrik ve wifi ile ilgili hiçbir sıkıntı olmamakla birlikte modern duş ve tuvaletlere sahiptir..
BOZUKKALE: Tekneyle koya girdiğinizde önce tepeleri kuşatan savunma duvarları görülüyor. Burçlarla desteklenen surları hâlâ ayakta olan kale, Loryma antik kentinden günümüze kalan kalıntılar arasında. Restoranların arkasında, körfezin kuzeyindeki tepenin doruğunda bir başka kale kalıntısı yükseliyor. Korunaklı yapısıyla stratejik bir konuma sahip olan kent, antikçağdan beri önemini hiç yitirmemiş.Tarihçilere göre, İÖ 1412 yılında Atina donanmasına ev sahipliği yapan koy, İÖ 395'te yaşanan Knidos deniz savaşı öncesinde yine gemilerin toplanma noktası olmuş. Bazı haritalarda Yunanca tersane anlamına gelen Hoploteke sözcüğünden türetilen ''Oplosike Bükü'' adıyla geçen koyda bir zamanlar gemiler yapılıyor ve onarılıyordu. iki burun arasında karaya doğru geniş bir körfez yapan, etrafı maki ve zeytinliklerle çevrili liman, denizciler tarafından ''Bozuk Bükü'' olarak da anılıyor. Rüzgârlara karşı korunaklı konumuyla mavi yolculuk yapan teknelerin tercih ettiği önemli duraklardan biri Bozukkale. Suyu çok berrak olan bu güzel koyda yatlara hizmet veren üç restoran bulunuyor.
DIRSEKBUKU: Dirsek buku Ağıl Burnu’nun hemen güneyindedir, batıya dönen girinti ile çizme şeklinde devam eder. Her havada korunaklı bir koydur. Ancak kuvvetli kuzey rüzgarlarında soluğan alır. Ne yol vardır ne iz, bakirdir. Dip tamamen kumdur, demir tutar, ister alargada, ister kıçtan kara, nasıl kalınırsa kalınır. Suyu, denizin temizliği ve korunaklı olmasından dolayı tekneler tarafından çok ziyaret edilir. Görüntü mükemmeldir. Koyun dip yapısı, makilik yamaçları ve serinletici havası burayı çok tercih edilen bir yer yapmıştır. Denizinin de serin olduğu bu koyda gerçek anlamda tatil yapabilir ve dinlenebilirsiniz .
SELIMIYE: Selimiye, Hisarönü Körfezi’nde en güvenli koylardan biri. Bu konumu nedeniyle tarih boyunca önemli bir sığınağa dönüşen köy, özellikle kapalı havalarda çevredeki birçok tekne ve yatın kötü günleri atlatmak için uğrak noktası. Köyün geçmişteki ismi Losta. 2 km’lik bir sahil şeridi boyunca onlarca butik otel, konsept kafe ve restoran sıralanıyor. Yürürken her bir mekanın dekorasyonu, renkleri, masası sandalyesi derken kendinizden geçiyorsunuz. Mekanların bir adım önünde iskele, plaj ve yat bağlama yerleri var. Selimiye’de birbirinden farklı birçok rıhtım restoranı vardır. Hepsi balık ağırlıklı menülerle servis verirler. Atmosfer çok farklıdır. Küçük, sahile uzanmış Selimiye Köyü ün yollarında yürüyüş yapılır, özellikle köy ekmekleri bahçelerde pişirenlerden satın alınır. Yemyeşil bahçelerde sebze ve meyve yetiştirilir. Bahçe önlerinde bunlardan da satın alabilirsiniz. Kıyı şeridinde balıkçı tekneleri, evleri aileleri, kahveleri, arkalarında bahçeleri, kümes hayvanları ile köy ortamını yaşarken, turistik tesislerinden en ileri olanaklarda imkan alırsınız. Çok güzel oteller, pansiyonlar vardır ve adeta denizin içindedirler. Çevrede biri Selimiye nin en yüksek tepesinde, diğeri Sarıkaya tepesinde, sonuncusu ise Kızılköy Mahallesindeki Aşarkale olmak üzere üç kale kalıntısı bulunuyor. Koyun güneydoğu tepelerinde Hellenistik çağdan kalma sur kalıntıları özellikle yabancı turistlerin ziyaret yerleri. Güney kısmında kare planlı mezar anıtı, kıyıdan 100 metre açıktaki Selimiye ye yaklaşan teknelere yol göstermek amacıyla inşa edilmiş gözetleme burcu ve deniz feneri, manastır ve tiyatro turistik amaçlı gezi yerlerini oluşturuyor.

Registrations are now closed